Pazar yerinde karpuzcu bağırıyor: “Kan, kan, karpuzum kannn!”
Yanındaki kardeşi bağırıyor: “Bal, bal, kavunum balll!”
Bu sesleri ne zaman duysam arıcıların, daha doğrusu ballarına gizemli güçler yüklemeye pek meraklı olan bazı arıcıların bal övgülerini anımsarım: “Bal antibiyotiktir, antibiyotikk! Her derde deva!”.
Sanırsın ki, insan yaşamı için gerekli ve yeterli her şey balda; ezkaza hasta olursak her türlü şifa da balda.
Nasıl ki zamanında ve uygun besleme (ya da en iyi kovan veyahut da ana arı) tek başına arıcılık için her şey demek değilse bal da insan sağlığı ve beslenmesi için her şey demek değildir.
Hiçbir besini yüceltmeden (haydi gereğinden fazla yüceltmeden diyelim) ya da küçümsemeden,
olabildiğince “çok yönlü” beslensek daha iyi olmaz mı?
Süzülmüş ballarım bu yıl da üçüncü ayın başlarında kristalize oldu; ben de kızıp bu konuyu açtım. Neyse ki güvelenmesin diye bir ay kadar buzdolabında tuttuktan sonra çıkardığım petekli ballarım henüz kristallenmedi…
Tüm arıcılarımıza üretirken de tüketirken de sağlık ve afiyetler dilerim.