Sac brood(etkeni morutor aetatulae) (Bkz. Pickled brood) Tulumsu yavru çürüklüğü, torba hastalığı.
Sage(salvia spp.) Adaçayı.
Sainfoin(Bkz. Esparsette) Evliya otu, eşek otu korunga.
Salivary gland(Bkz. Post-cerebral gland) Tükrük bezi.
Sallow(salix spp.) (Bkz. Willow) Söğüt.
Sample (for dısease diagnosis)Örnek (hastalık teşhisi için alınan).
Scale (foul brood)Leş, kurumuş larva.
Scales(Bkz. Balance) Tartı, terazi.
Scattered broodSeyrek, dağınık kuluçka.
Scent gland(Bkz. Nasonovs organ) Koku bezi, nasonov organı
ScleriteEklembacaklılarda kitin yada kireçten oluşmuş sert kabuk parçası, sklerite.
Scotch fir(Bkz. Pine) Sarıçam.
Scots pine(Bkz. Pine) Sarıçam.
Scout bee (before swarming)Oğul öncesi öncü arı.
Scout bee (for forage)Tarlacı arılarda öncü, araştırıcı, keşifçi.
Screen board (perforated partition)Elek teli takılmış tahta (delikli bölme).
ScutumSert sırt kabuğu,skutum.
Sealed (brood or honey)Sırlanmış, mühürlenmiş ( yavru veya bal).
Searcher bee(Bkz. Scout bee) Araştırıcı, keşifçi ,öncü arı.
Secretion (function)Salgılama.
Secretion(substance)Salgı.
Section honeySeksiyon balı.
Section reckSeksiyon gövdesi, katı.
Section(for honey)Bölme (bal için).
Selective breedingSeleksiyona dayalı ıslah, yetiştirme.
Seminal ductSperm kanalı, vas deferens.
Seminal pumpSperm pompası, kesesi.
Seminal vesicle(Bkz. Seminal pump).
Sense of colour(Bkz. Colour perception) Renk duyusu.
Sense of formŞekil duyusu.
Sense of locationYer duyusu.
Sense of smellKoku duyusu.
Sense of tasteTad duyusu.
Sense of touchDokunma duyusu.
SensillaSensila,duyu siniri.
Sensory hair(Bkz. Sense hair) Duyu kılı.
Separator (between sections)Bölümler arası ayırıcı.
Septicaemia(etmeni bacillus apicepticus) Septisemi.
Septum (of comb)(Bkz. Midrib) Petekte bölüm, septum.
Settle (f)Yığın,salkım, oluşturmak, yerleşmek.
Sexual organsCinsel organlar.
Shake (f)Sallamak, silkelemek.
Shallow box(Bkz. Süper) Yarım ballık.
Shallow frameYarım ballık çerçevesi.
Sheath of stingİğne kını.
Sheltered siteKorunmuş yer.
Sheltered situationKorunmuş olma durumu.
Shook swarmŞok oğulu, olağandışı oğul.
Shortage of storesStokların kıtlığı.
Shrike lanius spp.Örümcek kuşu.
Side opening hive(Bkz. Breech-loading hive) Yandan açılır kovan.
Silver fir(abies alba (=a.pectinata)) Akçam ağacı, ak köknar, gerçek köknar.
Simple eye(Bkz. Ocellus) Basit göz.
Single-walledTek duvarlı.
Skep(Bkz. Butt) samandan örülerek yapılan sepet kovan.
Skep (special forms)Özel biçimlerdeki sepet kovan.
Skep for taking swarmsOğul alma sepeti.
Skunk(mephitis spp.) Kokarca.
Skyscraper hiveÇok katlı kovan.
Slumgum(Bkz. Wax residue) Mum tortusu.
Small intestine(Bkz. Ileum) İnce barsak.
Smoke (bees) (f)Arıları körüklemek,dumanlamak.
Snowberry(symphoricarpus racemosa) Beyazinci, kar üzümü.
Solar wax extractorGüneş enerjisiyle mum eritilen düzenek.
Sooty mouldsKüf, kurumuş.
Source of infection(Bkz. Centre of infection) Enfeksiyon kaynağı.
Spacer(Bkz. Frame spacer) Boşluk bıraktırıcı çıkıntı.
Spanish chestnut(castenea sativa) Kestane.
Specific gravityÖzgül ağırlık.
Sperm pump(Bkz. Seminal pump) Sperm pompası.
Spermatheca(Bkz. Receptaculum seminis) Spermateka, sperm kesesi.
Spermathecal ductSpermateka kanalı.
Spermathecal glandSpermateka bezi.
Spermathecal pump(Bkz. Seminal pump) Sperm pompası.
SpermatogenesisSpermatogenez.
Spermatophore(Bkz. Bulb of endophallus) Penis soğanı.
SpermatozoonSperma hücresi.
SpermiogenesisSpermatogenez.
Spine(Bkz. Calcar spur) Kireçsi mahmuz.
Spiral thread of tracheal tubeTrake tüpünün spiral iplikçikleri.
Spoon of tongue(Bkz. Labellum) Dil pabucu, dil kepçesi.
Spread (broodnest)(Bkz. Expand broodnest) Kuluçkanın yayılması, genişlemesi.
Spread (disease)(Hastalıkta) Yayılmak.
Spring dwindling(Bkz. Dwindling) Baharda populasyon sayısındaki düşüş.
Spring managementBaharda yürütülen işlemler.
Spring-cleanBahar temizliği.
Spruce fir(Bkz. Common spruce, Norway spruce) Adi ladin.
Spur(Bkz. Calcar spur) Mahmuz.
Spur embedderMahmuz yuvası.
Stand(Bkz. Hive stand) Kovan sehpası.
Starter stripBaşlangıç peteği.
Starve (f)Açlıktan ölmek.
Sterile eggDöllenmemiş yumurta.
SterilizationSterilizasyon.
SterniteSternumu oluşturan ventral plakaların her biri.
Stigma(Bkz. Spiracle) Tarake giriş gözenekleri.
Stigma (of flover)Çiçekte stigma, gözenek.
Stimulative feedingDestekleme besleme.
StingSokmak, batırmak, iğne.
Sting cavityİğne boşluğu.
Sting poison(Bkz. Venom) Arı zehiri.
Sting sheath(Bkz. Sheath of sting) İğne kını.
Stingless bees(Bkz. Meliponini) İğnesiz arılar.
StipesBöceklerde sapa benzer uzuv, pedinkülün uzamış hali.
Stomach valveMide kapağı.
Stomodeum(Bkz. Foregut) Ön mide.
Stone brood(etmeni aspergillus flavus) Taş hastalığı.
Store (honey) (f)Depolamak.
Strain (genetics)(Genetikte) Hat.
Strainer(Bkz. Honey strainer).
Stray swarmAyrılmış oğul.
Stretched larva(Bkz. Prepupa) Pup dönemi öncesinde pupanun uzamış, dikilmiş hali..
Strigills(Bkz. Antenna cleaner).
Sub oesophageal ganglion(Bkz. Ganglion) Sinir düğümü.
Subdue (f) (bees.e.g. With smoke)Yatıştırmak.
SubspeciesAlttür, ırk, varyete.
Sucrose(Bkz. Cane sugar) Sakkaroz, çay şekeri.
Sulphur cartridgeKükürt fişeği.
Sun flower(helianthus spp.) Ayçiçeği.
Super(Bkz. Honey chamber) Ballık, kat.
Super- cleanerBallık temizleyicisi.
Super- frame(Bkz. Shallow frame) Ballık çerçevesi.
Supersedure(Bkz. Queen supersedure).
Supra-oesophageal ganglion(Bkz. Ganglion).
Surplus(Bkz. Honey harvest) Bolluk.
Swarm catcher (net)Oğul yakalayıcı.
Swarm controlOğul kontrolü.
Swarm trap (on hive)Oğul tuzağı (kovanın üzerinde).
Swarming feverOğul telaşı.
Swarming impulseOğul dürtüsü.
Swarming seasonOğul mevsimi, dönemi.
Swedish clover(Bkz. Alsike, clover).
Sweet chestnut(castanea sativa) (Bkz. Chestnut).
Sweet clover(Bkz. Melilot).
Sycamore(acer piseudoplatanus or a.spp.) Firavun inciri veya dağ akçaağacı.
Sympathetic nervous systemSempatik sinir sistemi.